Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003185800225

bir fahişenin hayatı

Bundan 3 sene önce bir dönem fahişelik yaptığım esnada yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Üç sene önce, 2003 bahar aylarında ben 21 yaşında bir Üniversite öğrencisiydim ve Ankara da Emel isminde ki ev arkadaşımla, birlikte okuduğumuz fakültemize yakın bir dairede yaşıyordum.

Anlatacaklarıma devam etmeden önce belirtmekte fayda var sanırım; buradaki bütün isimler tarafımdan değiştirilmiştir.

Kendimi tarif ederken hiç de alçakgönüllü olmaya gerek duymadan söylüyorum, ben güzel bir kızımdır. Boyum 1.78, kilom hep 53-55 civarında, uzun kahverengi saçlı, bebek yüzlü ve mavi gözlüyümdür. 14 yaşıma bastığımdan bu yana erkekler hep etrafımda pervane olmuş ama ben tutucu bir ailenin kızı olduğumdan 22 yaşıma kadar bakireydim.

Arada bir çıktıklarım oluyordu, onlarla biraz flört edip gönlümü eğlendiriyordum fakat iş cinselliğe gelince hemen yan çizip flörtlerimi postalıyordum. Zaten ağzının salyaları akarak sırada bekleyen başkaları olurdu ve beni pahalı eğlence yerlerine götürmeye adeta yarışırlardı.

Öyle sanıyorum erkekler yanlarında egzotik bir çiçek gibi taşıdıkları güzel kızlar ile görünmeye çok hevesliler. Yanılıyormuyum sevgili seks-hikaye.com okuyucuları?

Emel, benden daha kısa boylu ve hanım hanımcık bir kızdı. Onunla fakültede aynı bölümde okuyorduk, anfi de arkamda oturduğu bir gün tanışıp dostluğumuzu ilerletmiş ve daha sonra aynı eve taşınma kararı almıştık. Esmer güzeli olan arkadaşım Emel, balıketinde, siyah gözlü ve tatlı dilli biridir.

Tam gönlümüze göre bir daireye taşınmasına taşınmıştık ama kirasını ve diğer masraflarını karşılamakta çok zorlanıyorduk. İkimizde kızılayda ki ayrı ayrı mağazalarda part-time çalışıyorduk ve bir yandanda okuyorduk fakat elimiz o günlerde yinede çok dardaydı.

Yanımıza üçüncü bir ev arkadaşı daha almaya karar verdik ve aynı hafta fakültemizin “Zilli Zeliş” lakalplı Zeliha yanımıza taşındı. Zeliş, çok güzel yüzlü olmamakla birlikte düzgün bir vücuda sahip, sarı meçli kısa saçlı ve dolgun göğüslü bir kızdır ve bizden 2 yaş büyüktür.

Zeliha`nın gelmesiyle herşey tam düzelecekken, Emel`in babası vefat etti ve artık annesi ile 4 küçük kardeşine her ay para göndermesi icap ediyordu.

Aksilik bu ya, aynı dönemlerde part-time çalıştığım mağazanın yetkilileri bir gün, o günkü hasılatı bankaya yatırmak için beni göndermişlerdi ve ben kapkaç kurbanı olmuştum.Tüm parayı ve çantamı kaptırmıştım!

Karakola gelen mağaza yetkilileri benden şüphelendiklerini söyleyip hakkımda şikayetçi olacaklarını söylemişlerdi. Güya parayı ben kendim saklamışım veya bir arkadaşıma vermiştim ve kapkaç kurbanı olmuşum gibi numara yapıyormuşum?!?

Bütün itirazlarım ve yalvarmalarım fayda etmedi, eksik olan parayı kendilerine geri ödemem için bana 1 ay süre tanıdılar, yoksa hakkımda şikayetçi olacaklarını söylediler ve beni aynı gün işden çıkardılardı.

Ağlayarak eve gittim, Emel ve Zeliha beni teselli etmeye çalıştılar ama onlarında ellerinden birşey gelmiyordu. Bu olayı; ne çok tutucu olan ailem duysun istiyordum nede sicilime işlensin istiyordum. Bir çözüm bulmalıydım. Üç gün boyunca göz yaşım dinmemişti ve iftiraya uğramanın üzüntüsü ile fakülteyede gidememiştim.

Çözümü bulan Zeliha oldu.

Zilli Zeliş, arada bir cep harçlığını arttırmak amacı ile birlikte olduğu erkeklerden para veya pahalı hediyeler kabul ediyormuş. Bunu bize o gün itiraf ederek anlatmıştı.

“Seninde ,Emelinde aklınıza tüküreyim! İkinizde fıstık gibisiniz, dışarda sizinle birlikte olabilmek için binlerce erkek var. Bırakın bu saçma eski kafalılığı. Eğer dediklerimi yaparsanız, Emel ailesine rahatlıkla para gönderebilecek, sende çaldırdığın parayı, mağazadaki o alçak heriflere geri ödeyebileceksin, üstelik cebinize bol para kalacak. Daha ne inat ediyorsunuz Kızlar?” demişti

Emel ve ben kekeleyerek ” Nasıl yani? Fahişelik mi yapacağız?” diye sormuştuk. Şok olmuştuk. Önceleri kesinlikle bu fikre karşı koyduk, fakat daha sonra başka çözüm üretemediğimizden kabul etmiştik.

Zilli Zeliş bu işleri nasıl kotaracağını çok iyi biliyordu. Bir anlamda Emel ve benim pezevengimiz (kendi değimi ile menejerimiz) olmaya gönüllüydü fakat emeklerinin karşılığında komisyon istiyordu.

Ben son kez karşı çıkarak itiraz edecek olmuştum ” iyide Zeliş, ben bakireyim? Hiç bilmem ki yatakta ne yapılır? Ne istenir? Tecrübem yok? ”

Zeliş keyifli bir kahkaha atmıştı ” Ay kız sen sahiden saftiriksin! Yahu bu herifler bir bakireyi bozmak için üç misli para öderler, bilmiyormusun? Keşke Emel de bakire olsaydı, ama olsun ziyanı yok, ikinizde süper paralar kazanacaksınız, daha sonra ayaklarıma kapanıp teşekkür edeceksiniz ”

Olaylar böyle başladı.

Önceleri Zeliş evimize bir sürü porno filmleri getirdi, hepsini izlettirdi ve bazı bölümlerini tekrar tekrar geri sardırarak ezberletti.

Çok tuhaf duygular içersindeydim. Bir yandan ödüm kopuyor ve alıp başımı uzaklara kaçasım geliyordu öte yandan düştüğüm bu girdaptan bolca para kazanmadan çıkamayacağımı biliyordum.

Emel de en az benim kadar perişandı ve korkuyordu ama başka çaremizin olmadığının bilincindeydi.

Aynı hafta Zeliş, evimize Aybars isminde iri yarı, düzgün giyimli ve güler yüzlü birini getirdi.

” Tanıştırayım kızlar, bu Aybars. Arada bir kendisine beleşden verdiğim arkadaşım olur kendisi. Ona beleş veriyorum çünkü süper vurur! Aybarscığım bak bunlarda sana bahsettiğim arkadaşlarım Dilara ve Emel. Hadi kızlar biraz canlanın, Aybars bugün ikinizin uygulama hocası olacak. Bana bak Aybars, tembihimi unutma her bişeyi kızlara öğretecen ama bizim maviş Dilaraya sokmak yok tamam mı? Bakirelik komisyonumuz güme gider sonra!” demişti.

Zeliş`in rahat tavırları ve kullandığı kelimeler karşısında Emel ve ben kıpkırmızı yüzlerle donup kalmıştık. O güne kadar ben hayatımda hiçkimsenin önünde çırılçıplak soyunmamıştım.

Belki şimdi güleceksiniz sevgili seks-hikaye.com`cular ama o gün Emel ve benim için çok ZOR bir gün olmuştu.

Emel daha önce lise sondayken mahallesinin bir delikanlısı ile yatmıştı fakat yinede o iş başkaydı bu iş başkaydı.

Çırılçıplak soyunabilmemiz bile 1 saat kadar zaman almıştı ve sonunda Zeliş ikimizede ağzına gelen küfürleri sıralayarak kendi elleri ile çekiştire çekiştire bizi soymuştu.

Aybars`ın önünde ikimizde ellerimizle mahrem yerlerimizi örtmeye çalıştığımızda, Zeliş mutfaktan alıp getirdiği bir çorba kepçesi ile ellerimize vurmuştu.

Zelişe nazaran Aybars daha anlayışlı ve sabırlıydı. Bu tuhaf ders esnasında arada bir üzermize yürümeye kalkan Zeliha`ya engel oluyor ve bizleri karşısına alıp yumuşak bir sesle; bir erkeğin organı nasıl ağıza alınır, nasıl ve nerelerini emmek veya yalamak gerekir bir bir anlatıyordu.

Uygulamaya geçtiğimizde, Zeliş de soyundu ve Aybarsı`da soydu. Bir erkeği soymanında incelikleri varmış bunuda o sırada öğrendik.

Aybars, heybetli çıplak bedeni ile karşımızda dururken onu dikkatle inceledim. Vücudu, bacak arası bölgesi dışında, neredeyse tamamen kılsızdı ve yarı kalkık halde duran, porno filmlerinde izlediğimizden daha kısa, ama kalınca bir organı vardı.

Önce Zeliş ayakta duran Aybars`ın önünde diz çöktü ve onun organını eline alıp sıvazlamaya başladı. Daha sonra onun nasıl yalanması ve ağzımızın derinliklerine alınması konusunda uygulayarak gösterdi. ” Öğürmek yasak! Sokabildiğiniz kadar yarağı ağzınıza alacaksınız kızlar, seyredin bak böyle yapacaksınız ” Aybars`ın organı Zelişin ağzını şapırdatarak emmesi sonucu iyice sertleşmişti. Zeliha yerinden doğrularak ikimizi Aybarsın önünde diz çökmeye çağırdı.

Emel ve ben, ikimizde o gün birer robot gibi bize gösterilenleri aynen uygulamaya çalıştık.

Yüzümü Aybarsın kasık bölgesine yaklaştırdığımda, bir erkeğin kokusunu ve tadını o gün ilk kez yaşadım.

Garip bir duyguydu.

Hoşlanmadığımı söyleyemem, ama pek de tahrik olmamıştım.

Aybars ellerini beline dayamış ayakta duruyor ve biz iki kız onun önünde diz çökmüş vaziyetteyken bir Emel`in ağzına veriyordu, sonrada benim ağzıma dayıyordu. Hata yaptığımızda bizi ” Dişlerinizi hissettirmeyin Kızlar, nazik ve istekli davranın! ” gibi sözlerle uyarıyordu.

Emel ve ben kendimizi kaptırmış bir vaziyette onun organını yalarken, birden bire Aybars ellerini ikimizin başları üzerine koyup kafalarımızı kasığına doğru biraz daha çekerek ” Açın ağzınızı kızlar! Geliyoruuuuuummmmmm yalayın yosmalarım yalayın, yutuuunnnnn ağzını siktiğimin orospularııııı ” diye bağırarak boşalmaya başlamıştı.

Emel ve ben yüzlerimiz karşılıklı durarak, Aybarsın dillerimizin arasındaki püskürtmeye başlayan organını dönüşümlü olarak ağzımıza alıp emmeye çalışıyorduk.

İlk kez tadını aldığım bir erkeğin menilerin tuzlu ve ekşimsi sıvısı genzimi yakarak yutkunuyordum.

Ne Emel nede ben tiksinmemiştik. Aksine hoşumuza bile gitmişti sanırım.

Daha sonra hep birlikte oturup -sikişme esnasında- yapılacaklar hakkında konuşan Aybarsı dinledik. Birer kadeh şarap içtik, merak ettiğimiz soruları sorduk ve ardından, Emel ile Aybars kanepenin üzerinde uzandıklarında, Zeliş ve ben karşı koltuklarda oturup onları izliyorduk.

Gözlerimin önünde kımıldamadan yatan Emel ve Aybarsı şaşkınlık içersinde izliyor ve bir yandanda Aybars`ın konuştuklarına kulak vermeye çalışıyordum ” Kızlar, sakın aklınızdan çıkarmayın asla prezervatifsiz size girmelerine izin vermeyin. Mutlaka ve mutlaka prezervatif kullanılmasına dikkat edin. Sizlerin zevk alıp almamanız önemli değildir bunu unutmayın, ama müşterinize karşı negatif bir tutum içersine girmeyin. Çok zevk alıyormuş gibi inleyin. Müşterinizi cesaretlendirin, şevk verin. Arada bir zevk çığlıkları atın ve unutmayın müşteri memnuniyeti herşeyden önce gelir. Onun istekleri doğrultusunda hareket etmeye özen gösterin. Müşterilerinize sizinle sex yapmak için para ödediğini unutturacak kadar hevesli ve istekli olmalısınız ” gibi laflar ediyordu Aybars.

Zeliş birdenbire yerinden fırlayarak, Aybarsın altında bacakları hala kapalı yatan Emel`i kolundan çekip kaldırdı ” Kalk kız, kanepeden. Ne öyle malak gibi yatıyorsun? Senden orospu morospu olmaz! geç karşıyada bak seyret!” diye söylendikten sonra , sehpanın üzerinde ki bir prezervatifi alıp ağzını ve ellerini kullanarak Aybarsın organına giydirdikten sonra, Aybarsın altına uzanmıştı.

Emel şaşkın bir vaziyette gelip yanımdaki koltuğa oturdu.

Zeliş ve Aybars, öpüşerek sevişmeye başlamışlardı. Aybars Zeliş`in iri pembe göğüslerini yalıyor, Zeliş de bacaklarını açarak dizlerini yukarı doğru çekerken bir yandanda konuşuyordu :

” Bakın kızlar, sizler sokakların köşe başı fahişeleri gibi olmayacaksınız! Yok öpüşmem, yok götten yapmak için ekstra ödeme isterim , yok meni yutmak için ekstra alırım gibi saçmalıklar yapmayacaksınız. Sizler klas kızlar olacaksınız. Herifler öpüşmek mi istiyor, öpüşeceksiniz! yalayacaksınız! Gömdüreceksiniz! Yutacaksınız! Herifler ödemeyi önceden bana yapacaklar ve sonrada sizleri canları nasıl isterlerse öyle sikecekler! Sınır falan koymaya kalkmayın sakın! Herifler sizin için adamakıllı paralar ödeyecek! Hemde peşin peşin öncesinden ödeyecekleri için onları memnun etmek için elinizden geleni yapacaksınız! Duydunuzmu beni? Asla izin vermeyeceğiniz şeylerde var tabi, mesela dayak yemek gibi veya kırbaçlanmak gibi sado-sex kesinlikle yasak. Vücudunuzda darbe ve yara bere olmamalı,yoksa bu iş`de zarar ederiz ama bunun ötesinde herifler sizleri ne şekilde isterlerse vereceksiniz! Hemde zevkle verdiğinizi hissettireceksiniz, bakın o zaman kısa sürede para içinde yüzeriz kızlar! Şimdi gözünüzü dört açın, iyi dinleyin, dikkatle seyredin Aybars`la beni… hadi Aybars, sikişelim koçum!”

Bu konuşmanın üzerine Aybars belini hafifce kaldırdığında onun sertleşmiş olan organını Zeliş kendi elleri ile kavrayıp amının girişine dayadığında Aybars da yarağını o delikten içeri ittirmeye başlamıştı.

Zeliş başını bizden yana çevirerek bizlere seslendi ” iyi bakın kızlar… ahhhh…. herifler sizi sikerken argo konuşacaksınız! Organ ve vajina falan unutun, sik, yarak, am, amcık diyeceksiniz..ahhhh Aybaaaars dibimi buldun lan… kızlar unutmayın, yarak, am, amcık ve sik diye konuşacaksınız…ohhh sikine kurrrrrban olayım Aybarsımmm…. eveeet…. geçirrrr aslanım…geçir koçum benim… sik beni… sik beniii… parçala beni… ezzzz beni kocacığım…. vur amıma vurrr… ohhhh… ölürüm senin yarrrrrağına aslanım… sik beniii… daha sert sik… hadi kocacığım… her deliğimden sik beni… bana istediğini yap…yeterki hep sik beniiii… ahhhh…. kızlar dikkat ediyormusunuz? ohhhhh Aybaaaaaars…. yedir bana o koca yarrrağını… sok bi daha… sokkk…. ohhhh yanan amcığıma ilaç gibisin…sik beni… vur vur vur vur…oooohhh ” diye diye gözümüzün önünde kendini becerten arkadaşımız Zeliş kalçasını sürekli alttan Aybarsın kalçasına doğru kaldırıyor ve hıçkırır gibi zevkle inliyordu.

Aybars`ın seri bir şekilde inip kalkan kıçı daha da hızlanarak, oturma odamızda yankılanan sikiş sesleri arasında devam ederken, birdenbire hareket etmeyi kesti ve hızlı bir hareketle penisini Zelişin içinden çekip çıkardı. Kanepede dizleri üzerinde doğrulup, Zelişin kalçasına bir şaplak attı : ” Hadi kalk, domal önüme, götten ver bana ” diye emretti.

Emel ve ben tek kelime konuşmadan onları hayretler içersinde izliyorduk. Gördüklerimizin karşısında benim bacak aramda ıslanmalar başlamıştı ve utanmasam hemen oracıkta masturbasyon yaparak kendimi rahatlatacaktım.

O gün, anal sex`in tüm inceliklerini öğrendik. Aybars,kendi yarağına önce geciktirici sprey sıkmıştı ve her üçümüzüde götümüzden sikmişti. Aslında nazikce ve sabırlı davranmasına rağmen sırayla götlerimize girmesi neredeyse bir saatini almıştı.

Emelde ve bende çok zorlanmıştı. iki tüp kayganlaştırıcı jel kullanmıştı fakat yinede Emel ve benim acıyla bağırarak ağlamalarımıza engel olamamıştı.

Ağlamalarımıza çok kızan Zeliş, ikimizide tekrar götten siktirmişti. Götümün acısından perişan olmuş bir halde isyan etmiş ve Zelişe bu işden vaz geçtiğimi söylemiştim.

Zeliş hemen yanıma gelip kollarını boynuma dolayarak bana sarılmıştı ” Biliyorum Dilaracığım, kolay değil ama başka çaremizmi var mavişim? Size bağırıp çağırıyorsam hep menfaatiniz için yapıyorum. İnan bana mavişim, zamanla alışacaksın. Müşterinin önünde acemilik çekmemen ve yanlış birşey yapmaman için Aybars götünü yarak yemeye alıştırmalı! hadi tatlım, sil gözünün yaşını, yarın tekrarlayacaksınız Aybarsla hepsini. Şunun şurasında iki günümüz kaldı. iyice alışmanız lazım be güzelim. İkinizinde müşterisi Cumartesi günü için hazır ” diye beni yatıştırmaya çalışmıştı.

Zelihanın haklı olduğunu biliyordum. Başka bir seçeneğimiz yoktu. Mağaza sahipleri karakolda hakkımda şikayetçi olurlarsa, istikbalim kayardı. Bu parayı mutlaka ödemek zorundaydım.

Ben Zelihanın kollarında alev alev yanan kıçımın acısıyla hıçkırarak ağlarken, o esnada Aybars yerde halının üzerinde domalmış Emel`in kalçasını iki eli ile iyice ayırarak götünden sikiyordu : ” Hadi Emel, hadi be kızım konuş birşeyler söyle… kaldır kaldır kıçını biraz daha havaya…ohhhh daracık götündeyim… Emel hadi sikiş benimle ”

Emel acıyla dişlerini dudaklarına geçirip, gözlerinden boşanan yaşları saklamaya çalışarak acemice inliyordu. Çok geçmeden Aybars arkadaşımın götünden çıkıp, yarağının üzerinde ki prezervatifi çıkararak, yarağını Emelin ağzına doğru uzattı ” Aç ağzını çabuk… hadi çabuk, geliyorum… em kamışımı!”

Emelin yüzünden , midesinin bulandığı belli oluyordu ama ona denileni yaptı ve fışkırtmaya başlayan yarağı ağzına alıp emdi ve hepsini yüzünü buruşturarak yuttu.

Ardından hepimiz sırayla duş aldık ve sonrada üzerlerimize birşeyler giyerek tekrar salon da oturup yaşananları konuştuk, ve değerlendirdik.

Bir ara Emel, ağzının içinde tuhaf bir his oluştuğunu söylediğinde, Aybars ve Zeliş birlikte kahkaha atarak , bu tuhaf hissin uyuşma hissi olduğunu ve Aybarsın kullandığı geciktirici spreyden kaynaklandığını söylediklerinde, hepimiz birlikte gülmüştük. Ve bir şey daha öğrenmiştik, fazla kullanılan geciktirici sprey, ağıza temas ettiğinde ağzı uyuşturabilir.

Sonrasında hepimiz acıktığımızdan dışardan birşeyler ısmarlamak istedik, ama Aybars bizlere kendi elleri ile yemek hazırlayacağını söyledi ve mutfağımıza girip dediğini yaptı. Emel ve benim cayır cayır yanan kıçlarımızın acısına rağmen, ondan hoşlanmıştık. Çok iyi biriydi bu Aybars, ve bu garip şartlar altında tanışmamıza rağmen Emel ve ben onun iyi bir arkadaş olacağını hissediyorduk.

O gece Aybars bizde kaldı. Önce benim yatağıma gelerek, geceliğimi yukarı sıyırarak; bir eli ile amcığımı avuçladı ve sonra klitorisimi ovalamaya başlamıştı, diğer elinin orta parmağını arkadan sızlayan göt deliğime sokmuştu. Müşterim tarafımdan götümden sikildiğim takdirde, aynı esnada kendi elimle klitorisimi böyle ovalarsam arkamdaki acının hafifleyeceğini öğretti bana.

Aybars hala konuşurken, bütün vücudum gerilerek büyük bir hazla boşalmaya başlamıştım. ilk kez bir erkeğin önünde boşalıyordum. Muhteşem bir duyguydu. Orgazmımın esnasında Aybars bir parmağını yavaşça amıma soktu ve zevk kasılmalarım biraz daha uzun sürmüştü.

Aybars kulağıma doğru eğilip :” Sen aslında çok sikişgen birisin, kızlığını alacak müşterinden sonra bende seni sikmek isterim amından, sana doyasıya zevkler yaşatırım Dilara, istermisin?” diye fısıldamıştı.

Bende ona fısıldayarak :” Parasını ödedikten sonra, sende sikebilirsin elbette” demiştim.

Aybars bu cevabıma kahkahalarla gülmüştü :” Sen aslında ezelden orospuymuşsun be güzelim, seni amından düzebilmek için sabırsızlanıyorum. Hadi sana iyi uykular, ben şimdi Emel`in yatağına gidiyorum, onuda biraz rahatlatayım, anlarsın ya?” diyerek burnumun ucuna bir öpücük kondurup, gitmişti.

Biraz sonra, diğer yataktan inleme sesleri gelmeye başlamıştı….sonrasında uyuyakalmıştım.

Ertesi gün, kahvaltıdan sonra hep birlikte alışverişe çıkmıştık. Zeliş bizlere borç para verdi. Seksi iç çamaşırları aldırdı bana ve Emele. Bazılarını Aybars seçti bizim için,ikimizede siyah ve kırmızı dantelli string-tangalar, beyaz ve pembe ipek`den sütyen-tanga-büstiyerler, ince siyah deriden sütyen ve slip`ler,jartiyerli body`ler, şeffaf şifon mini gecelikler ve daha bir sürü şeyler. Pahalı parfümler,güzel kokulu vücut losyonları, kayganlaştırıcı jeller, prezervatifler, ıslak-mendil-kutuları v.s bir sürü para harcattı bize.

Evimize döndüğümüzde, aldıklarımızı giyinip denedik. Jartiyer`li takımların nasıl giyileceğini ve bağlanacağını bile doğru dürüst beceremiyorduk,Zeliş ve Aybars bize öğrettiler.

Sonra Aybars`ın çalıştığı emlakçı ofisine uğraması gerekiyormuş, bir iki saate kadar döneceğini söyleyerek gitti.

Zeliş, bana ve Emele tekrar bazı porno filmler izlettirdi. Müşteri karşısında nasıl davranacağımızı, konuşacağımızı bizlere tekrar tekrar anlattı: ” Bazı heriflerin sikleri ya kalkmaz yada zor kalkar ama yinede hovardalıktadır gözleri, böylelerini uyaracak ve zevklendireceksiniz. Sorun herfilere, fantezileri nelerdir? Nelerin hayalini kurarlar? En çok nelerden hoşlanırlar? Zaman kısıtlaması yoktur, herifler memnun kalıp, sizleri gönderinceye kadar var gücünüzle çalışacaksınız. Zaman kısıtlaması yoktur derken, öyle 7-8 saat gavatlarla kalacaksınız anlamına gelmiyor. Ama yarım saatte şipşak sok-çıkar yapmayacaksınız. Herifleri ne kadar kısa zamanda, ne kadar çok boşaltırsanız o kadar çabuk dönebilirsiniz eve. Orospuluk işini ciddiye alın. Müşteri kazıklamaya sakın kalkışmayın. Adamların bana ödemiş oldukları ücretlerin dışında, sakın başka para talep etmeyin. Bu piyasada güven çok önemlidir. Sağlam orospular olmalısınız. İşini zevkle yapan ama asla yamuk yapmayan orospular olarak duyulursanız köşeyi en kısa zamanda döndük demektir. Göreceksiniz bak, çok kısa zamanda paranın amına koyacağız kızlar! Zamanla bu işi daha iyi kıvıracaksınız. Yeterki heriflere iyi verin, ateşli olun ” diye Zeliş, bize tembihlerde bulunuyordu.

Öğleden sonra saat dört gibi Aybars dönmüştü. Bize dışardan bir sürü hazır yemekler getirmişti. Önce karnımızı doyurduk. Sohbet ettik. Yemekden sonra Aybars iki viagra içti.

Daha sonra Aybars Emel ve beni tekrar uygulamalı derse aldı. Önce aldığımız bazı seksi iç çamaşırlarını giydirdi, ve onları slow müzik eşliğinde nasıl striptiz yaparak soyunmamız gerektiğini öğretti. Bu kışkırtıcı soyunma işini ben Emelden daha iyi kıvırıyordum ve Zeliş bile alkışlamıştı beni. Sonunda çıplak kaldık.

Yatağa geçtik, Aybars yarağını ağzıma verdi, düne nazaran daha bilinçli bir şekilde saxo çektim ona. Çok çabuk sertleşti. Ağzımla prezervatifi, ellerimi kullanmadan, yarağına geçirmeyi öğretti bana ve sonra Emel`i yatakta değişik pozisyonlarda amından sikmeye başladıydı.

Misyoner pozisyonunda başladı, sonra bacak omuza yaptı, daha sonra yan yatırarak, ardındanda domaltarak arkasından kızın amına pompaladığında Emel yüzü kıpkırmızı bir şekilde inlemeye başlamıştı. Zevk almaya başladığı çok belliydi.

Zeliş bu esnada sikilmekte olan Emele talimatlar veriyordu, ve Emel bu taliamtalara uymaya çabalıyordu. “sik beni kocacığım, geçir bana, daha sert sik, harika sikiyorsun beni” v.s gibi laflar söylüyordu Emel ama Zeliş bunları yeterince ateşli bir sesle söylemediğini iddia edip çok kızmıştı ve Aybarsa durmasını emretti :” Dur koçum, çık orospunun amından, ben burada boşunamı nefes tüketiyorum? Ateşli konuş diyorum ama karı kendi zevkine kaptırdı kendini. Noldu güzelim? Çokmu tatlı geldi yarak yemek? Başlarım senin zevklenmene şimdi! Sen zevk alasın diye ödemeyecekler o çil çil paraları! Sıçarım şimdi senin zevkinede, keyfinede! Al şu jeli hadi Aybars, birazda orospunun götüne çalış bakalım, anlasın hanyayı konyayı! Ama dünkü gibi öyle yavaş yavaş kayma şıllığın kıçına, bu sefer acımasız müşterilerin siktiği gibi götüne vura vura koy şunun, bakalım dersini iyi öğrenmişmi? Hadi kaltak, domal erkeğinin önünde, kendi ellerinle ayır götünün yanaklarını bakayım? Hadisene kız, erkeğini bekletme, ne bakıyorsun kurbanlık koyun gibi suratıma? Hadi, dediğimi yap…evet, işte böyle… aç aç götünün yanaklarını,hadi Aybars beline kuvvet aslanım. Bak Emel, hele bir ağla, hele bir zırla o zaman seni bu yatağa bağlar evdeki en geniş vazoyu götüne sokarım, anladınmı? Senin keyfin için durmuyoruz burada, sen keyiflendireceksin erkeğini, zevkle vurduracaksın!”

Zaten kibar ve sessiz bir kız olan Emel, büsbütün korkmuş bir halde sesini çıkarmadan Zelişin dediklerini yapıyor ve Aybarsda, kızın göt deliğine jel`i sürdükten sonra, eliyle kendi yarağını tutup Emel`in esmer ve yuvarlak kalçarına sürttükten sonra, göt deliğine hizaladı ve yavaşça başını içeri doğru bastırdı.

Ben ve Zeliş yatağın baş ucunda duruyor ve dikkatle izliyorduk. Emel, yatakta domalmıştı, ve yüzünü yan çevirerek yatağa dayamıştı, elleri ile kendi kalçalarını ayırarak tutuyordu.Yüzü korkuyla gerilmişti.

Aybars yarağının başını kızın küçük göt deliğine sokar sokmaz Emel acıyla bağırdı, fakat Aybars aldırmadan o kalın yarağını yavaş yavaş ileri geri yapa yapa içeri doğru yol aldı ve nihayet köküne kadar kızın götündeydi. Zavallı arkadaşım, acıyla kesik kesik bağırıyordu.

Aybars Emeli götünden yaklaşık 10 dakika boyunca durmaksızın siktiğinde, Zeliş de Emeli sakinleştirmeye çalışıyor bir yandanda kalçalarını kıvırtması gerektiğini, erkeğine daha çok zevk vermesini öğütlüyordu.

Her ikiside ter içinde kalmıştı. Aybars boşalmadan Emelin götünden çıkıp, yatağa uzanıp biraz dinlendiğinde yarağı hala dimdikti. Prezervatifi değiştirip yenisi taktırdı bana.

Ardından sıra bana geldiğinde, dizlerim titreyerek yatağın üzerine çıkmıştım. Aybars, bakire olduğum için beni amımdan sikemediğinden, önce bir erkeğin erojen bölgelerini nasıl okşayacağımı, amımdan ilk kez yarak girdiğinde biraz acıyacağını ama müşterimi memnun etmeye devam etmem gerektiğini anlatırken bir yandanda çıplak ve titreyen vücudumu okşuyor ve amımı arada bir avuçluyordu, sonrada beni domaltıp zavallı göt deliğimi ayıra ayıra sikmeye başlamıştı. Elleri ile bazen kalçamdan tutarak, bazende uzun saçımdan çeke çeke götüme geçiriyordu.

Acıyla feryat ederek çok bağırdığımı hatırlıyorum, ve Aybarsın altından kaçmaya çalıştığımı ama Zelişin ve Aybarsın kolları bunu engellemişti. Zeliş yanımıza yatağın üzerine çıkıp, omuzlarımdan tutarak kaçmamı engelliyor ve arkaya doğru, Aybarsın kalçasına doğru beni itiyor ve söyleniyordu :” Bağırmasana kız! Sanki götten yarak yiyen bir tek sen varsın dünyada? Siktir kendini… iyice siktir…geriye doğru bastır, ver erkeğine , versene lan orospu, hadi bakayım şimdi güzel sözler söyle sikicine, hadi ohh ohh diye inle, evet işte öyleee… siktir kendini mavişim, siktir siktir… ohhh diye diye yemelisin yarağı ”

Bir kaç dakika sonrasında götümde duyduğum o tarifsiz acı azalmaya başladığından, bende şehvetle inlemeye ve küfürlü konuşmaya konsantre olabilmiştim. Ama gerçek anlamda hiç bir zevk almıyordum.Fakat en azından götüm acımasız darbeler sonrası bir şekilde uyuşmuş gibiydi ve Aybarsın kıçıma giren o kemik gibi yarağı artık o kadar acı vermiyordu.

O gün, gecenin geç saatlerine kadar orospuluk derslerimizin bazıları anlatımla , bazılarıda uygulamalı devam etti. Arada bir Aybars; Emel ve bana kıyak geçerek, o marifetli parmakları ile bizi boşaltmıştı.

Hepimiz yorgun bir halde duş aldıktan sonra, yataklarımıza girer girmez uyuyakalmıştık.

Ertesi gün Cumartesiydi ve büyük gün gelip çatmıştı.

Öğlene kadar uyumamıza izin veren Zeliha, bizlere güzel bir sofra hazırladıktan sonra uyandırdı. Kahvaltıda, müşterilerimiz hakkında bize bilgi verdi. Adamların ikiside Zeliş`in eski müşterilerindendi, ve İstanbuldan bakanlıktaki bir işleri için gelmişlerdi Ankaraya. 38-45 yaş civarlarındaydılar, zengin ve evliydiler.

İçlerinden 45 yaşında olan Nevzat, bakire bozma meraklısıydı ve böylelikle benim payıma düşen kişiydi. Diğeri Ahmet, Emelin müşterisiydi.

ikiside bizlerle bir gece geçirebilmek için Zeliş`e yüklü bir para ödemeye hazırdılar. Paranın miktarını duyduğumuzda, Emel ve benim ağzımız açık kalmıştı şaşkınlıktan.

Akşam saat 8 civarında adamların kaldığı lüks otelde buluşacaktık, ve önümüzde altı saatimiz vardı. Aybars ve Zeliş bizleri önce bir hamama götürdüler ve dışarda beklediler, orada yıkandıktan sonra, bir güzellik-bakım merkezine gittik. Ağda olduk. Kaşlarımız alındı. Cilt bakım kürü yapıldı.Manikür ve pedikürden sonra el ve ayak tırnaklarımıza ojeler sürüldü.Pahalı makyaj malzemeleri satın aldık, Emelin saçına fön çekilirken benim saçıma kocaman bigudiler sarıldı. Bu sefer bütün bu masrafları Aybars karşılamıştı , sonra eve geldik.

Önce çırılçıplak soyunup, bedenlerimizin her noktasına Zeliş ve Aybars tarafından güzel kokulu vücut losyonları sürüldü ve ardından içimize almış olduğumuz o yeni iç çamaşırlarını giydik.

Emel,`e siyah dantelli olanı giydirmişlerdi, bana da pembe ipek,`den olan sütyen ve slip takımını. Ben bakire olduğumdan ve Nevzat masumiyetten hoşlandığından çok aşırı seksi giyinmemin doğru olmayacağını söylediler.

Emel`in yüzüne itina ile Zeliş makyaj yaptı ama benim makyaj yapmamam gerektiğini söyledi. Nevzat için her halimle taze ve masum görünümünde olmalıydım. Sadece dudağıma şeffaf bir parlatıcı sürdü Zeliş.

Üzerimize o pahalı parfümleri sıktılar.

Sonra ikimizde giysilerimizi giydik ve boy aynasının önüne geçip kendimizi süzdüğümüzde, ömrümüzde hiç bu kadar güzel olmadığımızı fark ettik ve görünümümüzle gurur duyduk.

Esmer güzeli arkadaşımın, balıketi vücudunun üzerinde beyaz şifon, kısa ve dar bir bluz, altına çok sade düz siyah mini bir etek, siyah ipek çoraplar, ince topuklu siyah ayakkabılar vardı.

Beyaz bluzunun içinden giymiş olduğu siyah dantelli sütyeni çok kışkırtıcı bir biçimde gözüküyordu, ve bluzun düğmeleri sütyeninin önündeki danteli gösterecek biçimde açıktı.

Kulaklarında kocaman altın sarısı çember küpeler, ve dümdüz fönlü siyah saçları ile gerçekten çok güzel olmuştu.

Benim üzerimde, gül kurusu kırmızısı, omuzlardan bağcıklı ipek bir elbise vardı. Elbisem, göğüs altıma kadar dar biçimde dikilmişti,ondan sonrası hafif bol bir şekilde ince bedeninim üzerinden diz kapaklarıma kadar dökülüyordu.

Göğüs altından gelen aynı kırmızıdan saten-bant bir fiyonk vardı, ve bu saten bantın üzerinden elbisenin boyunda aşağılara kadar sallanan satenden incecik bantlar vardı.

Ayağımda bilekten bağlı, balerinlerin giydiği ayakkabılara benzeyen topuksuz ayakkabılar vardı.

Uzun saçlarım tepeye toplanmış ve oradan bukle bukle yüzüme dökülüyordu.

ikimizde çok güzel olmuştuk.

Zeliş de o gün, krem rengi bir pantolon ve üzerine yakası önden ve sırtından açık, kahverengi altın işlemeli bir bluz giymişti.Koltuğunun altına sıkıştırdığı zarf tipindeki çantası ile bir iş kadınını andırıyordu.Sarı meçli kısa saçları, boynundaki inci kolye ile bu “zilli” lakaplı arkadaşımızın çok oturaklı bir havası vardı.

Aybars kendi arabasıyla, hepimizi o otele götürürken, Emel ve bana son tembihlerde bulundu. Hepimiz çok heyecanlıydık.

O gece neler yaşayacağımı korkuyla karışık merak ediyor ve iyi geçmesi için içimden dua ediyordum.

Otelin otoparkına vardığımızda, Aybars arabanın içinde kaldı. Zeliş, önden Emel ve ben arkasından Otelin lobisine girdik.

Otelde ki herkes, orada çalışanlardan tutun müşterilere kadar herkesin gözü bir anda üzerimize çevrilmişti. Erkekler bizleri merak ve beğeni ile süzerken kadınlar bizleri kıskanç ve küçümseme ile süzüp başlarını hemen başka yöne çevirdilerdi.

Bir an ödüm kopmuştu, oteldeki herkes bizim niçin geldiğimizi anladılarmı acaba diye. Benimki tabiki yersiz bir korkuydu.Ama kalbimin deli gibi çarpmasına engel olamıyordum. Öyle sanıyorum Emelde aynı şeyleri hissediyordu.

Lobiye doğru yürürken bir ara birbirimizin elini sıkıca tuttuk birbirimizden cesaret almak istercesine.

Zeliş, lobideki geniş deri koltukların üzerinde oturan ve sohbet eden iki adamın önünde durduğunda, fahişelik kariyerlerimizin ilk müşterileri ile karşı karşıya olduğumuzu anladık.

Adamlar bizleri görür görmez ikiside ayağa kalkmışlşardı. İkiside, Zelişi eski bir dost gibi kucaklayıp yanaklarından öperlerken, ikisininde aslında gözleri Emel ve benim üzerime mıhlanmış gibiydi.

Zeliş bizleri birbirimizle tanıştırdı. Tokalaştık. Oturmamızı rica ettiler, ve hepimize birer kadeh beyaz şarap söylediler.Her ikiside takım elbiseliydi, tavırları kibar ve sevecendi.

Nevzat olduğunu öğrendiğim adam, beni şaşkınlıkla süzmekten kendini alamıyor ve elindeki içtiği puro`nun külünü kucağına düşürmüştü ama bunun bile farkında değildi.

Adamın ağzı neredeyse kulaklarına varmak üzereydi.

Zeliş kendisine hal hatır sorduğunda, duymamıştı bile. Sadece gözlerini ayırmadan dünyayı ve etrafını unutmuşcasına bana bakıyor ve habire gülümsüyordu.

Arkadaşı Ahmet, Nevzatı dirseği ile dürterek Zelişin kendisine soru sorduğunu hatırlattı. Nevzat gözlerini üzerimden ayırmayarak :” Sağ ol Zelihacığım, iyiyim hemde çok çok iyiyim” diye yanıt verince, bu sefer Zelişin ağzı kulaklarına varmak üzereydi.

Daha sonra Nevzat ve Zeliş lobiden ayrıldılar. Zeliş giderken Emele ve bana göz kırpmıştı. Sanırım Nevzat Otelin otoparkında ücretlerimizi ödeyecekti Zelişe.

Zaten bir kaç dakika sonra geri döndü. Adamlar birlikte yemek yemeyi teklif ettiklerinde, Emel ve ben birbirimize baktık. ikimizde bir an önce bu olayın bitmesini istiyorduk. Karnımızın aç olmadığını söyledik. Bunun üzerine, ikiside odalarının numaralarını söylediler, kaçıncı katta olduklarını falan tarif ettiler. Numaralardan anlaşıldığı üzere odaları birbirine yakındı.

Önce kendileri kalkıp asansöre doğru yürüyüp gittiler, talimata uyarak 15 dakika sonra Emel ve ben bize söylenen kata çıktık. Yan yana durmakta olan odalarının kapılarını hafifce vurduk.

Kapıyı vurmamla açılması bir olmuştu. Adam sanki kapının arkasında beklemişti gelmemi. Beni içeri buyur etti.

Oda gayet lüks bir şekilde döşenmişti. Buz kovasının içinde bir şampanya şişesi ve yanındada iki kadeh duruyordu.

Sehpanın üzerindeki bir vazodan bir çiçek alıp bana uzattı. Kendisine teşekkür ettim.

Kadehlere şampanya dökerken, kendi hakkımda sorular sordu. Zelişin bizlere tembih ettiği gibi bir düzine yalan anlattım adama.

Sohbet esnasında yatağın olduğu tarafa geçip, bana oturmamı rica etti. Yatağın kenarına oturup, bacak bacak üzerine attıp, elbisemin eteğini biraz yukarı kaydırdım. Çorap giymemiştim, bacaklarımın pürüzsüz tenine gözleri takılmıştı. Nevzat bir an yutkundu, sonra yanıma gelip oturdu.

Ellerimizde kadehler, şampanyamızı yudumluyor ve hala konuşuyorduk. Neden bir an önce başlamıyordu bu adam? Beni buraya sohbet etmeyemi çağırmıştı? Yoksa ilk hareketi bendenmi bekliyordu?

Ne yapmalıydım?

Yanlış bir hareket yapmaktan korkuyordum.

Adam “masum” bir bakire istediğine göre, ilk hareket benden gelmemeliydi.

Korkudan ve sıkıntıdan avuçlarım terlemişti, ve ellerim titriyordu. Neden harekete geçmiyordu bu adam?

Bu nazik ve kibar adam sonra öyle bir harekete geçtiki … neye uğradığımı şaşırmıştım!

Benim ilk gecem ve ilk müşterimdi ve bazı şeylerin yaşanacağını tahmin ediyordum…ama böylesini değil!

2003 bahar aylarından başlayarak 2003 kasım ayına kadar süren fahişelik yaptığım dönemimle ilgili itiraflarım devam edecek…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003185800225