Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003185800225

Cafenin Mutfağında YediğimYarak!

Merhaba 31 Seks Hikayeleri okuyucuları. Bu
siteyi uzun zamandır takip ediyorum.
Bundan kısa bir süre önce yaşadığım olayı
sizinle paylaşmak istedim. Ben 1.70 boyunda,
54 kiloda, esmer güzeli bir bayanım. Eski
sevgilimle Beşiktaş’ta herzaman gittiğimiz bir
Cafe vardı. O Cafeyi de, sahiplerini de,
ikimiz de çok severdik. Hatta
yiyişmelerimizin, elleşmelerimizin çoğu o
Cafede olurdu. Ben sevgilimden ayrıldıktan
sonra Cafeye vakitsizlikten gidemez oldum.
Geçenlerde Beşiktaş’ta işim vardı, evrak
almam gerekiyodu, ama 13:30’da
alabileceğimi söylediler. Saat daha 11:30 idi.
Ne yapabilirm o saate kadar diye
düşünürken, o Cafeye gitmeye karar verdim.
Hem uzun zamandır da gitmiyordum,
özlemiştim. Cafenin sahbibi Serhat, uzun
boylu, 30’lu yaşlarda, esmer ve bekar biri.
Anladığım kadarıyla iyi niyetli, Cafe de onun
ve abisinin. Abisi de çok dürüst biri,
namazında niyazında bir adam. Bir de Kemal
var, orda çalışıyor, evli ve 3 yaşında bir kızı
var. Kumralımsı sarışın, benden 4-5 cm uzun,
çok tatlı, güler yüzlü biri. Serhat’la Kemal
çok çok yakın arkadaşlar. Aralarında patron
çalışan ilişkisi asla yok, zaten gören kimse de
öyle demiyor. İkisi de eşit şartlara sahipler,
Kemal sadece ortak değil.
Oraya gittiğimde Cafe boştu, Kemal bilgisayar
başındaydı. Beni görünce, “Ooo kimler
gelmiş!” dedi. “Nasılsın, nasıl gidiyor?”
muhabbetinden sonra yanıma oturdu,
“Birşeyler içer misin?” dedi. “Çay alırım.”
dedim. Çayımı getirirken, ona gülerek, “Sen
evde karına da böyle hizmet ediyor musun?”
dedim. “Yok yaa, evde çay yemek ne gezer…”
diye bir cevap verdi. “Eşin sana yemek
yapmıyor mu?” dedim. “Yok yapmaz, ben de
ona yapmam!” dedi. Belli ki araları açıktı.
Biraz dertliydi herhalde. Eşiyle arasının kötü
olduğunu, sadece 3 yaşındaki çocukları için
devam ettiklerini söyledi. “Zaten karım bana
güvenmez, bizim aramızdaki herşey bitti!”
dedi. “Kağıt üzerinde evlisiniz yani?” dedim.
“Evet!” dedi. Bunları anlatırken bir yandan
da bacaklarıma dokunuyordu. “Ya işte böyle
Pınar!” deyip dizime hafifçe vuruyordu.
Üzülmüştüm karısıyla kötü olmalarına.
Evliliğe çok soğuk bakıyordu, bıkmıştı,
mutsuzdu. Biz konuşurken bir yandan da
müşteriler gelmeye başlamıştı. İki tane kız
sandviç istedi. Sonra Kemal beni mutfağa
çağırdı, orda işi uzundu. Bu arada sabah
Cafeyi Kemal 10’da açıyor, akşam 20 gibi
çıkıyor, Serhat ise öğlen 14 gibi geliyor, gece
23’de kapatıyor. O yüzden yalnızdık. Kemal
diğer müşterilerin siparişlerini alırken, ben
de domatesin kabuklarını soydum, ince ince
doğradım. Kemal yanıma geldi, sandviçleri
hazırlamaya başladı. Sandviçleri o iki kıza
götürdükten sonra yanıma geldi ve bir anda
sarıldık. Aslında benim açımdan masum bir
sarılmaydı bu. Ama o dudaklarını boynuma
koymuştu, nefesini kulağımda
hissettiriyordu, hiçte masumca değildi. Bana,
“Çok cana yakınsın!” dedi. Ben o
hareketinden dolayı şok olmuştum, ondan
böyle bir hareket beklemiyordum. Açıkcası
onu tahrik edecek birşey de yapmamıştım…
Halen birbirimize sarılır vaziyetteydik. “Ben
su içeceğim!” deyip kollarından çıktım ve
bardak alıp su doldurdum kendime. O da
gelen müşterinin siparişini almaya gitti.
Elmalı nargile istemişlerdi, böyle şeylerden
hiç hoşlanmam, nasıl yapıldığını da
bilmiyordum. Kömür gibi birşeyi ateşin
üzerine koydu, alevler çıkyıyordu. Biraz
ürkütücü bir manzaraydı, ama o çok alışkındı
tabi. Ben tezgaha dayanmıştım, bacaklarım
çok hafif ayrıktı. Kemal bacaklarını benim
bir bacağımı hapsedecek konuma getirmişti,
sikini bacağıma değdiriyordu, bir yandan da
konuşuyotduk. İnanın ne konuştuğumuzu
bile hatırlamıyorum. Sertleşmiş sikini resmen
bacağıma dayıyordu. Ben hiçbir şey olmamış
gibi sohbete devam ettim. Sonra bir anda
yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve dudaklarıma
çok sakin bir öpücük kondurdu. Ama kendini
geriye çekmemişti, benim de ona karışılık
vermemi bekliyordu. Karşılık vermedim, ama
kendimi geri de çekmemiştim.
Yani öpmesine izin vermiştim. Daha da
gevşedi, artık rahat hareket ediyordu.
Müşterilerden kaçtıkça yanıma gelip, bana
sarılıyordu, kokluyordu. Sarılırken bit ara eli
kalçama doğru kaydı. Sonra tekrar yukarı
doğru çıkarttı. O içeri giderken kendimi biraz
suçlu hissediyordum, onunla öpüştüğüm için
değil, evli olduğu için. Kendimi yuva yıkan
biri olarak düşünmeye başlamıştım. Aslında
bu konuda kendimi rahatlatabiliyordum.
Hatta inanın bana, evliliğini kurtarmasını
bile istiyordum. Ondan hoşlanmıyordum,
etkilenmiyordum, kalbim pır pırr da değildi.
Hiç bir aşk belirtisi de yoktu. Sadece o anki
heyecan hoşuma gidiyordu. Sonra saatin geç
olduğunu farkettim, “Ben gidip evrağımı
alayım, geç oldu!” dedim. Kemal, “Ben de
seninle geleyim!” dedi. Çünkü Serhat
gelmişti.
Yolda yürürken bazen koluna girdim, bazen
el ele tutuştuk. O benim belime sarılıyordu,
göbeğime dokunuyordu. Ben de elimi
boynundan göğsüne doğru uzattım ve göğüs
kıllarıyla oynamaya başladım, “Huylanıyor
musun?” dedim. “Hayır ama…” dedi ve
güldü. Ben de hafifçe vurdum göğsüne.
Tahrik oluyordu belli ki. Bilerek yapıyordum,
farkındaydı. Biryandan da tahrik edici
şekilde ona bakıyordum. Bunu farketti ve
“Bana öyle bakma, trafikte fena olur!” dedi.
Gülümsedim, hiçbir şey demedim. Sonra beni
vapura bindirdi ve beni arayacağını söyledi.
Uzaklaştım.
Eve gelip yatağıma yattım ve olanları
düşündüm. Amım sırılsıklamdı, sanırım
heyecan beni bu hale sokmuştu. Onu
düşünüp mastürbasyon yapmaya başladım.
Beni öptüğünü, deli gibi yiyiştiğimizi,
göğüslerimi, kalçalarımı avuçladığını
düşündüm. Bunların hiç biri gerçekleşmedi.
İyiki de yapmamışım diyorum, hayali de
yetiyor. Mastürbasyon yaparken dudaklarımı
ısırıp yalıyordum, bunun nedeni onunla
yiyişmediğimiz içindi. İçimde kalmıştı, tam
olarak birbirimizden tat alamadık. Akşam
beni aradı, halimi hatırımı sordu, kısa
konuştuk. “Kocaman öpüyorum!” dedi.
“Bende!” dedim ve kapattık. Ama yolum
tekrar Beşiktaş’a düşerse yanına uğramayı
planlıyorum. Onunla gezmek tozmak
istemiyordum, sadece mutfakta küçücük
kaçamaklar yapmak istiyordum. Hem zaten
onun da benimle ciddi düşündüğünü
zannetmiyordum.
O olaydan 5 gün sonra dayanamadım ve
sabah erkenden Cafeye gittim. Çok erken bir
saat olduğu için kimse yoktu. Kemal’i
görünce heycanlandım ve birbirimize
sarıldık. Bir anda beni duvara yasladı, deli
gibi öpüşmeye başladık. Çok özlemiştim onu,
deli gibi de arzuluyordum. Bir eliyle
göğüslerimi elliyordu, diğer eliyle de
kalçalarımı avuçluyodu. “Çok güzel tenin var,
çok güzelsin!” deyip duruyordu. Ben sadece
şuursuzca inliyordum, tırnaklarımı omzuna
geçirmiştim bile. Sonra beni kucaklayıp
masaya oturttu. Bacaklarımla belini sardım,
biraz da öyle öpüşmeye devam ettik.
Öpüşmek hafif kalır, dilini boğazıma kadar
sokuyordu resmen, somuruyordu beni,
dudaklarımı hareket bile ettiremiyordum.
Bana, “Senin heryerini yalamak istiyorum!”
dedi. Ses çıkaramadım. Masaya doğru yatırdı,
üzerime çıktı. Elini şortumdan içeri soktu,
külotumun üzerinden amımı okşuyordu.
Islanmıştım. “Harikasın!” diyordu…
Bir anda altından kalktım ve onu ayağa
kaldırdım, masaya dayadım. Seksi
bakışlarımı atarak yavaşça aşağıya doğru
çömeldim, niyetimi anlamıştı, hafifçe
gülümsedi. Kemerini ve pantolonunun
düğmesini açtım, daha sonra fermuarını
indirdim. Siki zaten pantolonunu zorluyodu.
Boxerını görünce mimiklerime hakim
olamadım, çok şaşırmıştım, siki kalın birşeye
benziyordu. Daha fazla dayanamadım ve
boxerını da indirdim. Gerçekten kalın bir
siki vardı. Birazcık inceledikten sonra
dudaklarımı değdirmeye başladım. Dilimle
başını yalıyor, başını ağzıma alıp emiyordum.
İyice delirmişti, hırıltılarından belliydi. Sonra
köküne kadar ağzıma almak için biraz nefes
aldım. O sikin tamamını ağzıma sokunca,
öyle bir ohhladı ki, tahrik olmamak
imkansızdı. Eliyle başıma bastırıyodu. İyi bir
ritim yakalamıştık…
Daha sonra beni masaya oturtturdu. Tekrar
boynumu, göğüslerimi emmeye başladı. Eliyle
de amımı yokluyordu. Deli gibi inlediğimi
hatırlıyorum. Şortumun düğmesini açtı ve
bacaklarımdan aşağıya indirdi. Külotumun
üzerinden amımı dillemeye başladı.
“Erkeğimmmm!” diye inliyordum. Sonra
külotumu indirdi. Bacaklarımı iyice ayırdı,
bir gözlerime bakıyodu, bir amıma. Amıma
bakarak, “Muhteşem!” dedi. Klitorisimi
yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra
parmağını amıma sokmaya başladı. Nefes
alışverişlerim değişmişti. Bir yandan
klitorisimi emiyordu, diğer yandan parmağını
sokuyordu amıma. Deliriyordum. Kaç kere
orgazm olduğumu inanın bilmiyorum.
Amımdan akan sular bacaklarımdan aşağı
süzülüyordu, hissediyordum…
“Gir artık içime erkeğim!” dediğimi
hatırlıyorum. Dudaklarıma öpücük
kondurduktan sonra bacaklarımı omzuna
aldı. Amıma ilk girdiğinde gözlerim fal taşı
gibi açıldı. Sadece, “Hayvan! Yavaş!”
diyebildim. Özür dileyip biraz bekledi ve
sonra devam etti. İçime git gel yaparken,
“Çok sıcaksın, çok darsın, mahvediyorsun
beni!” diyodu. Ben de, “Tek erkeğimsin, bu
am hep seni bekledi, deli gibi sik beni
sevgilim!” diyordum. Sonra posizyon
değişikliği yaptık ve ellerimi masaya dayayıp
beni önünde domalttı. Amıma 10-15 dakika
da öyle git gel yaptı. Artık gözlerimi kapamış,
anın tadını çıkartıyordum, dizlerimin de bağı
çözülmüştü…
“Boşalacağım!” diyerek sikini amımdan
çıkardı. Hemen önüne eğildim ve ağzıma
aldım, biraz sikini yaladıktan sonra
göğüslerime doğru haykırarak boşaldı. Ben
de spermlerini göğüs uçlarıma iyice sürdüm.
Sonra kalktım ve “Mükemmeldin sevgilim!”
deyip boynundan öptüm. Giyindikten sonra
koltuğa geçip oturduk. Halen nefes
nefeseydik. Saatte 11’e yaklaşmıştı,
“Müşteriler gelir…” diyerek Cafenin kapısını
açtı. “Ben de gitmeliyim!” diyerek çantama
doğru yöneldim. Kolumdan tuttu ve mutfağa
doğru çekti. Sırtımı duvara yaslayıp,
dudaklarıma yumuldu. “Aşkım yeter!”
diyordum, fakat dinlemiyordu. Kalçamı öyle
bir avuçladı ki, yürürken bile zorlandım.
“Hoşçakal erkeğim!” diyerek Cafeden
çıktım…
Bundan sonra ilişkimiz ne olur, nasıl olur
bilmiyorum, ama ondan çok etkileniyorum.
Olgun tavırları beni öldürüyor,
mahvoluyorum. O derin, samimi bakışları hiç
bir erkekte görmedim.
[Pınar]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003185800225