Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003185800225

neslihanın kölesi 4

Neslihan sırtımdan ayaklarını indirirken annesi Hülya Hanım da salondan dışarı çıktı. Ayakkabıları ve çıkardığı çorapları hala yerde duruyordu. Ben ne yapacağımı bilemediğinden hala dizlerimin üstünde Hülya hanımın biraz önce oturduğu koltuğa doğru yönelmiş bekliyordum. Neslihan “Hey!” diyerek hafifçe ayağıyla beni dürttü.”Buraya dönsene salak köpek şimdi tekrar benim emrimdesin .Git bana oradan gazeteyi getir” diyerek parmağıyla salonun diğer köşesini işaret etti. Emri hemen yerine getirmek için ayağa kalktım. “Geri zekalı sana kim ayağa kalkmanı söyledi!!Bu evde köpek gibi emekleyeceksin!” .Hemen ellerimin üstüne çöktüm. “Emirleri hızla yerine getiriyorsun değil mi köpek!Havla bakalım!” .Bu hiç beklemediğim bir şeydi, şaşırdım.”İt sana sahiben olarak havlamanı emrettim öyle şapşal şapşal durmayı bırak.” Tabi ki emri yerine getirmeliydim “hav,hav!”diye basitçe havladım. “Hayır olmuyor,. Ben hiç böyle havlayan köpek duymadım sen benim köpeğim olduğuna göre sende düzgün havlamalısın!”.Elimden geldiği şekilde gerçek bir köpek gibi havladım. Neslihan gülmeye başladı. Hülya hanımın da içerde kıkırdadığını duyuyordum. Sonra Hülya hanım “Neslihan köpeğin tasmasını takta biraz sitede gezdir, belki çişi falan vardır.” dedi. İkisi de çok güldüler buna. Ben kıpkırmızı olmuş bir şekilde korkmaya başladım. Neyse ki sadece bir espriydi. En azından öyle sandım çünkü Neslihan bir şey söylemedi. Ben emekleyerek gazetelerin olduğu köşeye gittim ve birini aldım. Geri Neslihan’ın önüne emeklediğimde elimden gazeteyi aldı. “Dur!Yüzünü kaldır”dedi Neslihan. Ona baktım. Yüzüme artarda 4 tokat indirdi. ”Bunların ikisi emeklemeyip ayağa kalktığın için,diğer ikisi de dünün gazetesini getirdiğin için moron! Git doğrusunu getir.” Dediğini yaptım. ”Bir de şu konuya bir çözüm bulmalıyız emekleyerek gelirken elinde gazeteyi de sürüklemen hoşuma gitmedi. Ağzında getirmeni de istemiyorum çünkü ıslatırsın gazeteyi ,sana bir sepet falan taklım bari ya da sepeti ağzında taşırsın. Neyse şimdi ayakkabılarımı saygı göstererek onları çıkar ayağımdan-bağcıkları da ağzınla çöz.” Ayaklarını elime aldım her ikisine de öpücükler kondurdum. Her ikisinin de bağcıklarını dişimle çözdüm ama baya zorlandım bu işte. Neslihan da fark etmişti bunu “Boş ver bir kaç günde alışırsın hatta ustası bile olursun bu işin Olmak zorundasın zaten” Bağcıkları çözdükten sonra tek ayağını yere bırakacaktım ama bir tokat yemekten korkuyordum .Saygılı davranmam gerektiğini hatırlayıp tek ayağını başımın üstüne koydum ve diğerini dikkatlice ayağından çıkardım. Diğeri için de aynı yöntemi kulandım. Bu sırada beyaz çoraplı ayaklarına baktım. Ter yüzünden bazı yerler nemli görünüyordu,özelikle parmak dipleri. Ayrıca hafiften kahverengileşen kısımlar da vardı kir yüzünden. Topukları ve tabanlarını dışa bakan tarafları böyleydi. “Tamam şimdi yere uzan ve ben gazetemi okurken muhteşem ayağımın kokusunu tadını çıkarmaya bak!” Yere uzandım ve ayaklarını suratımın üstüne yerleştirdim. Tekini burnumun üstüne sıkıca yerleştirirken tekiyle de ağzıma bastırıyordu. Önce bana şöyle bir baktı ve gazetesini okumaya başladı. Hülya Hanımın ayakları kokusu zaten burnumdaydı ama bu daha bir sertti. Bu yaz sıcağında bisiklete binmesinden oluşan kokuyu ciğerlerime doldurmaktaydım. Ayrıca ayakları yüzünden çok kolay nefes alamıyordum. Bir 10 dakika böyle geçti. Sonra diğer ayağını burnuma yerleştirip önceki ayağını da gözlerime sürmeye başladı. 5 dakika sonra burnumdaki ayağı iyice zor nefes almama neden olan bir konuma geldi. Önce bekledim fakat çok zorlanıyordum hafifçe ağzımı açtım ve açtığım anda gözlerimdeki ayağın kalkıp sertçe alnıma inmesi bir oldu. Neye uğradığımı şaşırdım. Neslihan birkaç kez daha kafama böyle vururken “Sana ayağımı koklamanı söyledim!”Sonra ikisini birden kaldırıp hızla yüzüme indirdi. Şanslıydım çünkü burnuma gelmemişti darbe ama canım çok yanmıştı. Sonra Neslihan ayağa kalktı. Yüzümde duruyordu ben zaten acıdan sersemlemiştim bu yüzden çok da bir şey hissetmiyordum. Biraz durduktan sonra göğsüme geçti ve tek ayağını yüzüme sürmeye devam etti. Yüzünden cidden kızgın olduğu anlaşılıyordu. Kızgın gözleriyle benim gözlerimin içine bakıyordu. Bu sefer ki korkum çok fazlaydı cidden endişelenmeye başlamıştım. O sırada Hülya Hanım içeri girdi.”Öyle kalın sakın bozmayın!” diyerek fotoğrafımızı çekti. Böyle bir resmimin çekilmesi belki beni üzerdi ama o sırada bu olaya çok sevindim çünkü Neslihan beni unutup poz verme işine dalmıştı. Birkaç resmimi daha çektiler. Sonra sinirli Neslihan’dan bir emir geldi.”Yala!” başka hiçbir şey söylemedi. Ve ben dilimi çıkarıp çoraplı ayağını yalamaya başladım .Artık nemli yerler kurumaya başlamıştı ama kirli yerler duruyor ve ben onları yalıyordum , kumaş tadı ve ayak kokusunu karışık tadı geliyordu ağzıma. Biraz da böyle resmim çekildikten sonra hülya hanım makineyi bir kenara bıraktı. Ve Neslihan’a :”İstersen şimdi evine gitsin başka bir gün devam edersin. Baya geç oldu ve nasıl olsa elimizde kanıtlar da var biz ne zaman istersek onu çağırıp ne istersek onu yaptırırız di mi köle?” “Evet efendim!”dedim Neslihan’ın kızgınlığından hemen kaçmak istiyordum. “Son bir şey daha yaptıracağım,anne!”diyerek salondan çıktı Neslihan. Bu sırada Hülya Hanımın ayağına ayakkabılarını tekrar giymiş olduğunu fark ettim. Ben onun güzel ayaklarını hayranlıkla izlerken Neslihan içeriye elinde su dolu bir leğenle geldi. Leğeni önüme bırakıp yine koltuğa oturdu.”Ayaklarım cidden çok terli ,böyle kalmasını istemiyorum!Çıkar çoraplarımı !” Hemen denileni yaptım ve bu sefer de biraz önce kokladığım ayakların kokusu keskin bir şekilde yüzüme çarptı.”Daha onları koklamak için yılların olacak şimdi yıka!”dedi ve ayaklarını suya soktu. Bir ayağını elime alıp hafifçe suyun içinde yıkamaya başladım. Parmak aralarını temizlerken çoraptan da oluşan kir birikintileri suya düşüyordu. İkisini de temizledim ve suya geri koydum.”Kurulasana köpek”. Benim şaşkınca etrafıma baktığımı görünce ”Çıkar t-shirt ünü “dedi. T-shirtümle ayaklarını dikkatlice kuruladım ve yeni bir emir beklemeye başladım. “şimdi leğeni boşaltacaksın,ama lâvaboya değil aşağılık midene!”Hülya hanım anlamıştı kızının niyetinin kafamı suya doğru ittirmeye başladı. Bir köpeğin su içmesi gibi leğendeki suyu içmeye başladım. Hemen bitmesi için ağzımı bolca suyla dolduruyordum.”Aferin köpecik,tadını sevdin değil mi?”diye dalga geçmeye başladı Neslihan. Hülya hanımda yağa kalkıp ayağını kafamın arkasına yerleştirdi. Biraz daha su içtikten sonra dipte çok az bir şey kalmıştı. Neslihan leğeni eğip geri akalan suyu bana içirdi. Bu sırda o çorap parçalarının bir kısmını yuttum fakat bir kısmı ıslak olduğundan dibe yapışmıştı.”Yemeğini bitirmezsen arkandan ağlar dimi köpecik?Akıllı bir köpek ol ve onları yala.”denileni de yerine getirdim yutarken Neslihan ona bakmamı istedi .Ve yuttuktan sonra gözlerime bakarak kahkaha atmaya başladı “Dün arkadaşımken bugün ayağımı yalayan pislikten başka bir şey değilsin!Zaten hep senin böyle bir yere uygun olduğunu düşünmüştüm,ayağımın altına yani!” Hülya Hanım da gülerek “tamam şimdi yüz sütü yatta sana bu günlük son bir hediye vereyim”dedi. Yere yatınca sırtıma çıktı ve yüklenmeye başladı. Topukları hafif acı veriyordu. Fakat sonra bir anda tek ayağının topuğu baya acıtmaya başladı. Anladığım kadarıyla tüm ağırlığını topuğuna vermişti. Sonra iki ayağıyla birden bunu yapınca dehşet bir acı hissettim .Muhtemelen bir yara oluşmuştu. İnledim.”Ayyy zavallıcık acıttım mı?Ama alışmalısın daha canın çok acıyacak”diyen Hülya Hanım o gün o acının yeterli olduğunu düşünüp tekrar normal bir şekilde sırtıma bastı.”Şimdi hediyede sıra!Hediye şu bir süre t-shirt ünü kimsenin yanında çıkaramayacaksın!”Bu sırada tek ayağının topuğuyla sırtıma çizmeye başladı. Oradan anladığım kadarıyla sırtım ’köle’ yazıyordu Hülya Hanım. İşi bitince Neslihan da sırtıma çıktı ve Fotoğraf makinesiyle sırtımı ve ayaklarını çektiler. Sonra ikisi de sırtımdan indi. Ben hala yerde yatarken Hülya Hanım “Yarın erkenden burara ol sabah işe gitmeden kullanacağım seni!” dedi. Ben hemen emekler pozisyona geldim. Ve t-shirt ümü yerden aldım “yarın görüşürüz köle al bu gece bunlar sende kalsın”diyen Neslihan yerden bir kendi çorabını bir de annesinin çorabını elime tutuşturdu. Daha fazla beklemeden emekleyerek kapıya gittim. Ayağa kalkıp t-shirtümü giydim,çorapları cebime atıp kapıyı açtım.”Cık cık cık!Vedalaşmayı unuttun köle ama neyse ilk gün acemiliğine sayıyorum. Cezasını yarın vereceğim!”diyen Hülya Hanıma “Emredersiniz efendim!”diyip dışarı çıktım. 10 saniye olduğum yerde kaldım Hayatım tümden değişmişti. Aslında artık hayatım değildi. Onları hayatıydı .Bir anda kaynar sular başımdan aşağı indi,çok üzülmüştüm. Eve doğru giderken kendime itiraf edemesem de öbür günü sabırsızlıkla bekliyordum. Ve şimdi 1 yıl sonra bunları yazdım. Hala onların hizmetindeyim. Bu yazdıklarımı da izinsiz yazıyorum ama paylaşmak istiyorum çünkü etrafımda bunu söyleyebileceğim kimse yok.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 003185800225